Kadınların, bilhassa başörtülülerin erkeklerden daha fazla sivil toplum, kültürsanat faaliyetlerine katılımının esas sebebi bizim modernleşme sürecimizle ilgili

Modernlik doğası gereği kadın tabiatına yatkındır, o da modayaHep yeni, farklı, değişik olanı arama modernliğin de kadınların da tabiatında var. Aynı şeyi farklı formlarda üretmeyi, sunmayı sever, ister her ikisi deModernliğin, kapitalist üretim ilişkileriyle iş birliği seri üretimi, bol ve ucuz olanı, benzer içeriği yeni formlarda piyasalaştırmayı başardığı için vazgeçilmezdir. Moda kavramı bunun özünü teşkil eder.

Erkekler vitrin gezmez, ihtiyacı olanı belirler alır ama kadın doğası sebepsiz, aradığını bilmeden arayışın kendisini arayarak gezer. Bulduğunu da alır, genel bir bilinçle mi ilişkili yoksa anlık mı kestirilemez.

Bu açıdan etkinliklerde, kültür sanat faaliyetlerinde kadınların yoğunluğu biraz da tarihsellik ve kültürel geçmiş nedeniyle dışarı çıkma, kamusallaşma, kendini ifade etme ihtiyacı, evde bastırılmış duygularıyla ezilmektense kendiliğini belirleme ya da izhar etme çabasının da sonucu.

Faaliyetlerde çokça bulunsalar da yapıcı, inşa edici, kurucu bir felsefenin, edebiyatın, düşünce ve siyasetin belirginleşmemesinde inşa etmekten çok arayışın kendisine meftunluğun etkisi büyük.

Tarihi erkekler değiştirir, oluş’a da bu karizma vesile olur. Erkeklerin eko-politik beklentileri nedeniyle bir sindirilmişliği var, statükonun yeni olana yol vermemesi, stabil siyasal alan erkekleri neyi, niye, nasıl değiştireceğiz kisinikliğine itiyor.

İdeolojik yönelimlerin kesilmesi, anlamlandırmanın anlamsızlığı, baskın feminizmin erkek aklını cinsiyetçilik diye öldürmesi, unisex siyasal alan ve hayatın Müslüman öznede bile geçerliliği erkek ruhunu çökerttiği gibi, donukluğu, statükoyu, bezginliği de yükseltti. Kadınların kurucudeğil düzenleyici, erkek aklın dönüşümcü, inşacı” doğasının tekrar yerli yerine oturması, dijital tekno-kültür ve post-neoliberalizm ile mümkün olacak.

Genç Dergisi-Soruşturma. Sayı: 185. Şubat 2022.

Önceki İçerikİslamcıların Melez-Müphem-Sentez Çıkmazı
Sonraki İçerikİslamcılar Yenildi mi?
Ercan Yıldırım
Ercan Yıldırım 1977 Ankara - Kızılcahamam doğumlu. İlk ve orta öğrenimini Ankara’da tamamladı. Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Coğrafya Bölümü mezunu. Bir süre gazetecilik yaptı. Yazıları başta Dergâh, İtibar, Umran ve Cins olmak üzere çeşitli dergilerde, Yeni Şafak ve Star Gazetesi Açık Görüş’te yayımlandı. Çağdaş Türk ve İslam Düşüncesi, İslamcılık, Türk Siyasi Hayatı, İdeolojiler üzerine çalışmalarına devam ediyor. Eserleri: Modern Türkün Hikâyesi (Elips Yayınları - 2011) Edebiyatta Türkün Düşüncesi (Elips Yayınları - 2012) Türk Düşüncesinde İslam (Hece Yayınları - 2013) Anadolu'da İslam Ruhu (Dergâh Yayınları - 2014) Zamanın Ruhuna Karşı (Profil Yayınları - 2014) Neoliberal İslamcılık (Pınar Yayınları – 2016; Türkiye Yazarlar Birliği 2016 Fikir Ödülü) İslamcılığın İki Kurucusu (Pınar Yayınları – 2016) Cendere-Gezi’den 16 Nisan’a, Düşünceden Siyasete (Pınar Yayınları – 2017) Kültür Cephesinden Kültür Savaşlarına Türkiye’nin Yeni Kültürü (Pınar Yayınları – 2018; Eskader 2018 Düşünce Ödülü) Yayıma Hazırlama: Şairin Devriye Nöbeti Serisi (İsmet Özel’in gazete yazıları / 12 kitap)

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz.