Aksa Tufanı, Filistin-Hamas-İsrail Meselesi Üstüne Notlar…

• Dünya sistemini kıyamete ve düzene zorladı Aksa Tufanı. Çok kutupluluğa evrilen sistem, Ortadoğu’dan başlamaması, Müslümanları da denkleme katması gerektiğini anladı.

• Filistin’i gözden çıkaran, derin uykuya geçmeye başlayan Müslümanlara, İslam alemine sert bir tokat attı Aksa Tufanı: “usul usul ölmektense, çarpışarak ölürüz” stratejisini geliştirdiler.

• Müslümanın-Filistin’in güvende olmadığı bir yerde kimse de güvende olamaz, fikrini oturttu Aksa Tufanı.

Dünyadaki tüm Müslümanların ve mazlum, ezilen milletlerin bu gerçeği hatırlaması gerekiyor.

• Hamas örgüt kimliğinden düşük potansiyelli ordu vasfına geçiyor.

• Hamas’ı özellikle bölge ülkeleri dışlamış, bunların eliyle İran’a itilmişti. Aksa Tufanı ile Hamas güçlenirken Filistin’de en etkili özne durumuna geçti.

• İsrail-Suud kibrini Hamas ezdi. Görüşmelerde, müzakerelerde Müslümanlara, Hamas’a tepeden bakan İsrail, Suud ve Körfez zenginleri bu kibirlerinin karşılığını gördü.

• İsrail’in zaaf içinde olduğu ve yenilebileceği anlaşıldı. İnebahtı’da Osmanlı başarı sağlasa da en büyük kaybı almıştı; Haçlılar “Türkler yenilebilir” özgüvenine kavuşmuştu.

Hamas, Müslümanlar İsrail’e dokunulabilir, İsrail yenilebilir, kanaatini kazandırdı.

• Bir haftadır kara harekatı başlatamıyor İsrail. Başka dengeler bir tarafa İsrail güvenlik zaafı yaşamıştı; büyük silah gücüyle havadan katliam yaparken “süpürme” için kara harekatına havadan-sudan sebeplerle yeltenemiyor.

• İsrail devleti kendi içinde çok dağınıktı. Aksa Tufanı ile İsrail iç birliğini kısmen sağladı. Öteki, elverişli fonksiyon icra etti. ABD’nin 11 Eylül’ü gibi en çok kendi iç birliğini, ontolojik meşruiyetini tazeledi.

• Hamas’ın koskoca İsrail’e saldırması 11 Eylül olarak anılmış; İsrail’in Gazze’yi ele geçirmek için büyük bir fırsat yakaladığı belirtilmişti.

Hatta asıl amacın yeni baharat yolu ittifakını bozmak, Suud-İsrail ortaklığını çökertmek, İran’ı tasfiye etmek, Türkiye’yi Suriye’den çıkarmak, olabileceği de ifade edilmişti.

Meseleye tersinden bakmak da gerekir; Aksa Tufanı ile aslında İsrail, Hamas’a, İsrail ile normalleşmeye darbe vurmaya hizmet ediyor!

• Tüm komplolar, gerçek olmasa da, güçlü enformasyonuyla İsrail’e çalışıyor. İsrail’in temel başarısı da bu “imaj yaratmak!”

• Savaşı Filistinliler başlatmadı, çünkü bu bir savaş değil; savaş denkler arasında olur.

İsrail yeni yerleşimler açıp Filistinlileri kovuyor, küçük lokmalarla tüketiyordu. Dolayısıyla savaş ve işgal hep vardı. Filistinliler buna tahammül edemeyecek noktaya geldi ve ilk kez Aksa Tufanı ile örgütlü mücadele başlattı.

• İsrailli Yahudiler masum değil işgalci; Filistinliler evlerinden kovulan, öldürülen mazlum. Bu ayrımı iyi yapmak gerekir. Evinde musluktan akan suyu yalayarak dalga geçen bir İsrailli ile tank kullanan arasında fark yok!

• Antisemitizm ithamıyla tasfiyecilik de bitti:

Avrupa ülkeleri bile Hitler’i gölgede bırakacak destek veriyor.

• Batılı demokrasi ideolojisi-değerleri, evrenselliği çöktü. Filistinlilerin protesto gösterilerine yani ifade hürriyetine izin vermeyen Avrupa demokrasisi kimse için cazip değil.

Avrupa medeniyeti yalnız teknik bakımdan kıymetli!

• Muharref dinler İsrail katliamını teolojik olarak da destekliyor.

• İsrail’in caniliğini tüm dünya gördü.

• Bizdeki özellikle 1940’larda yoğunlaşan Yahudi-mason karşıtlığının komplo değil gerçek olduğu kabullenildi. Sağcılık, İslamcı komploculuk diye itham edilen Yahudi-İsrail karşıtlığının temelleri günümüzde de tecrübe edildi.

• İsrail’in arkasında Batılı devletler varken Filistin’in arkasında herhangi bir devlet, İslam ülkesi yok, Müslüman bireylerin duası ve yardımları var.

• Türkiye’de başta entelijansiya olmak üzere siyasal alanda pek çok İsrail beslemesinin bulunduğu daha net görüldü, anlaşıldı.

• Uluslararası hukukun yalnız İsrail’in güvenliğini sağlamak için var olduğu bir kez daha belirginleşti. İsrail katliamları uluslararası hukuktan berî!

• Aksa Tufanı yepyeni bir tarz getirdi… Bu öteki örgütlerde, bölgenin şekillenmesinde ve devlet mekanizmalarında ciddi muhasebelere, tesirlere neden olacak.

• Filistin mücadelesinde, çok sayıda örgüt ve taraf var, anlaşılıyor ki ayrışma büyüdüğü gibi düşmanlıklar belirmiş, başarı için birlik gerekiyor.

• Sürecin sonunda ne klasik konvansiyonel bir 3. Dünya Savaşı ne bölgesel savaş çıkar. Çünkü Avrupa ve ABD, 2. Dünya Savaşı sonrasında şehirlerinin yıkılmasına neden olacak savaşı topraklarından uzak tutma stratejisini sürdürüyor.

Biden ilk elden dünyanın en büyük savaş gemisini yollamış, tehditler savuruyordu, gelinen aşamada okları yalnız Hamas’a yönlendirerek İsrail’i işgale gitmemesi konusunda uyardı.

Bu ABD’nin küresel çatışmayı sıcak savaşa götürmeden yürütme tavrı kadar bölgeyi tam ve istediği gibi kontrol edemediğinin de bir göstergesi.

Küresel güçler 1 ileri 2 geri adım atmaya mahkûm.

• Müslümanlar bu tür katliamlarda hemen onları yapan Batıya, kafirlere “neredesiniz” diye sesleniyor.

Bu zafiyetin, düşüklüğün, gereksiz küçülmenin sona ermesi gerekir artık. Kendimiz bir şey yapıyorsak yapalım, yapamıyorsak kafirden, zalimden yardım da dilenmeyelim!