Aktivizm

Eskiden nümayiş derlerdi, sonradan eylem kelimesi geldi… 

Aksiyon ve hareket kavramları öznenin, irade ettiğini hayata geçirmesini anlatırdı.

Sahicilik, içerik, nitelik azalıp şov arttıkça gösterinin, göstericinin tanımlandığı kelimeler de yenilendi. 

İnanmadığı, kendini ait hissetmediği bir mevzu ya da camia için ortaya atılan, bedeni teşhirle, şov ile mezkur mevzuyu sergileyen yeni bir tür, aktivist çıktı ortaya. Bir nevi performans sanatı ve sanatçısı… 

Aktivizm ideolojik, değer eksenli varoluş, dönüşüm çabasından çok hassasiyetleri egemeni rahatsız etmeyecek tarzda göstermeyi amaçlar. Mesele sonuç almak değil konuyu duyurmaktır. 

Günümüz influencer tipolojisiyle aktivistler birbirine benzer, neyi pazarladığından çok nasıl pazarladığındır önemli olan. 

Akla, düşünceye, kültürel öze, inşacı ve yapısal değer ve dönüşümlere varmayacak tarzda “duyar kasmak”, sloganları savurmaktır aktivistin temel kaygısı. 

Kimisi Gezi’deki gibi “durarak” kimisi Gazze’de katledilen bedenleri pervasızca ardı ardına paylaşarak, kimisi sesini kısıp romantik edaya bürünüp patetik dille dikkat çekmeye çalışır. 

Dikkat çektikten sonra işi biter. 

Bir nevi amorf pragmatistler gibi savunduğu meselede sonuç almaya değil, kendi şovunu kârla neticelendirmeye bakar. 

İşsiz Eminönü veya Ulus Heykel önü boşgezeri, işportacısı gibi yaptığı işe katkı sağlayacak pr’ı insanların değer verdiklerini tiyatral sergilemeye çevirerek elde eder.

Kimisi burjuvanın ayakçısıdır, güya flora ve fauna hakları için performans sergiler kimi  sapkınların özgürlüklerinin savunulmasına dindarlarınkini de ekleyerek onları meşrulaştırmaya girişir. Radikal liberal dönemde sırayla bir gün başörtüsü gösterilerine bir gün lbgt eylemlerine geçmek modaydı. 

Bakmayın liberal, dindar kimlik taşıdığına, aktivistin ideolojisi olmaz, dünyaya bir teklif getiremez, cari sömürge düzenine karşı alternatif bir düzen öneremez. 

En önde, en çok, kadın voleybol takımı oyuncuları gibi bağırdıklarına, habire konuştuklarına, anlattıklarına bakmayın erkin kendisine zarar vermeyeceğinden eminlerdir, esaslı karşı çıkışlarda aktivistleri göremezsiniz.

Hareket adamının, aksiyonerin davası vardır, nümayiş yanında her tür entelektüel, siyasal üretimle de onu savunur, anlatır, hayata geçirmeye uğraşır.

Kendine çalışır çünkü aktivist, en hassas, en Müslüman, en çevreci, en lbgt savunucusu, en devrimci rolü oynayabildiği oranda şahsi görünürlüğünü, işlerini artırır.

Aktivizm cari sistemi beslediği için makbuldür; zaten yapıp ettikleri düzene, hegemonyaya bir tehdit oluştursa aktivist değil terörist damgası yerlerdi.

Aktivizmin neticesinde hiçbir şey değişmez ama müntesipleri rahatlar; kendileri adına birilerinin şovu sergilemesi herkesin sorumluluklarını ortadan kaldırır çünkü…

Aktivizm bir nevi ağıtçılıktır, kendi vazifesini bu işin profesyonellerine ihale etmektir.

Aktivizm herkese kazandırır; bitik özne aktivist olur, kendine anlam ve iş bulur piyasaya açılır; egemen, muhalefet tepkisinin kontrollü düşüşünü sağlar; kitle, vazifesini konforunu bozmadan birilerinin yapmasının rahatlığını yaşar.

Müslümanlar, gemilerle Gazze’ye gitmeyi coşkuyla alkışlıyorlar; Gazze ve Filistin’i özgürleştirip terörist-soykırımcı devleti ortadan kaldırma yükümlülüğünü yerine getirmemeyi birkaç aktivist üzerinden performansa dönüştürdüğü, konforunu bozmadan vicdanını sağalttığı için…